top of page

Sağlıkta Risk Faktörleri ve Sigara


Tam 50 yıl oluyor. Ünlü Massachusetts General Hospital'de çalışmaya başladığım daha ilk günlerde Boston'da Framingham çalışmasından haberdar olmuştum. Bu uzun vadeli çalışma ve araştırma risk faktörlerini tayin amaçlı idi. Kişiler ve sağlık durumları, aldıkları tedaviye hiç müdahale edilmeden titizlikle izleniyordu. Başlıca risk faktörleri şöyle sıralanmıştı; 1-Tansiyon, 2-Diyabet (şeker hastalığı), 3-Sigara, 4-Kolesterol. Bu çalışma sanırım devam ediyor. Ama burada egzersiz, hareket, aktivite, kilo fazlalığı, metabolik sendrom ihmal edilmiş gibi idi. Son yıllarda üzerinde en çok görüş birliği edilen sağlık tavsiyesi, harekettir. Bu konuda araştırmalar yapan bilim insanları, yürüyün, koşun, egzersiz yapın, yokuş çıkın, günde 10 bin adım atın diyorlar. Hemen her türlü hastalık için, yeterli hareketin önleyici olabileceğini ileri sürüyorlar. Benim Amerika'da birkaç kez ziyaret ettiğim Salk Enstitüsü hareketin beyin hücrelerinde bile rejenerasyon ve hücre artışı yapabileceğini iddia ediyor. Sigaraya gelince; 70'li yıllarda Amerika'da sigara reklamı yasaklandı ve sigara kutularına "öldürür" diye yazıldı. Benim gözlemim bu yasak etkili oldu. Birkaç bin kişilik tıp kongrelerinde az sayıda sigara içen görülüyordu. İki çarpıcı olaya tanık olduk orada. Sigara fabrikasında çalışan bir kimyager, yöneticilere “bu sigaralar nikotin ile zaten çok zararlı, bir de bunun içine bağımlılığı arttırıcı üstelik kanserojen madde koyuyorsunuz. Yapmayın artık bunu“ diyor. Bu adamı hemen kapı dışarı ettiler. Bu olay Türkiye'de de izlenen "Köstebek" adlı filmin konusu oldu. Al Pacino başrolde idi. Bir de şu olaya tanık olduk. Türkiye'deki hükumet Washington'da “Kanuni Sultan Süleyman (Süleyman The Magnificant) sergisi açmak istiyor, finansal destek arıyorlardı. Türkiye'ye PHİLİP MORRİS sigarasını ithal ederseniz 25 milyon veririz dediler. Öyle oldu. Bu sigara PHİLİP MORRISSA olarak ithal edildi.

Ben bu yaşımda bilim adamlarının tavsiyesine uyup akşam saatlerinde yürüyüşe çıkıyorum. Adımları kaydeden gavur icadı cep telefonunu da alarak. O saatler 4 Levent, işten çıkmış neşe içinde restoranları dolduran gençlerle dolu. Ne güzel bir beraberlik. Ama sigarasız bir masa yok gibi. Onlara dostça takılıyorum. Çocuklar diyorum, ben belki 50 yıl gençlere sigarayı bırakmaları için nasihat ettim Çapa'da Tıp Fakültesinde, cumhuriyet gazetesinde, Yeşilköy'deki dernekte. Hatta bırakanlara hediyeler aldım. Miyase İlknur, Berat Günçıkan, Dr. Piraye Ofloazer tanıklarımdır. Ama sonuç alamadım. Hediye alanlar yeniden sigaraya döndüler. Artık vazgeçtim nasihatten, şimdi ”için sigaranızı, şu birinciliği kaçırmayalım" diyorum. Sigara tüketiminde dünya birincisiymişiz, onu koruyalım diyorum. Başka iyi bir birinciliğimiz olamayacağı konusunda görüş birliğine varıyoruz. Cep telefonu kullanımında TV için harcadığımız zamanda birinciymişiz. Ben kadın cinayetlerinde rakibimiz yok diye hatırlatıyorum. Sohbeti bitirirken “Çocuklar benim üniversite çağımda yani 70 yıl önce çok güzel coşku ile kutladığımız bir birinciliğimiz vardı, bilir misiniz?" diye soruyorum. Hayır hiç bilen çıkmıyor. Yaşar Doğu, Celal Atik gibi efsane isimleri bilmiyorlar, duymamış, okumamışlar. Lütfi Kırdar Spor Sergi Sarayı'nda 7 sıklette birinciliğimizi yedi defa istiklal marşı söyleyerek kutladığımızı anlatıyorum onlara. Bir kaç kelime ile de olsa çocukluğumdaki cumhuriyetin altın döneminden örnekler veriyorum. 40'lı yıllarda eğitime vurulan darbe, köy enstitüleri ve halk evlerinin kapatılışı, Hasan Ali Yücel, bunları bilmiyorlar. Sohbeti bitirirken canım hiçbir şey olmasa da yemeklerimiz, mezelerimiz tatlılarımız hala benzersizdir diye bir teselli buluyor, güzel aydınlık günler dileği ile ayrılıyoruz.

113 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page