Merhaba Sevgili Komşularım,
bu ay ki yazıyı gıda tüketim alışkanlıklarımızın, gezegenimiz üzerindeki etkilerini sizlerle paylaşmak düşüncesi ile yazıyorum. Son günlerde iklim krizi, karbon ayak izi gibi terimler sıkça karşımıza çıkmaktadır. Peki nedir bu karbon ayak izi? Her birey yaşadığı yere ve yaşam şekline göre farklı miktarlarda karbon salınımına neden olur. Bu salınım evsel enerji tüketimi ve ulaşım dahil olmak üzere petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtların yanmasından ortaya çıkan doğrudan karbondioksit salınımı olduğu gibi, kullandığımız ürünlerin üretiminden, bize ulaşmalarına, tüketimlerinden, doğada yok olmalarına kadar geçen bir yaşam döngüsü ile ilgili dolaylı karbondioksit salınımı da olabilir. Birincil olan karbon ayak izinin öneminin çoğumuz farkındayız. Bu nedenle dolaylı karbon ayak izi ile ilgili farkındalık yaratmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Fabrikada üretim ve üretilen malların paketlenmesi, taşınması sırasında çoğunlukla fosil yakıtlar kullanıldığı için sera gazları ortaya çıkmaktadır. Bu gazlar atmosferde ısıyı tutmakta ve yerküremizde sıcaklık artışına neden olmaktadır. Bu ısınmanın etkisi ile iklim sistemleri değişikliğe uğrayarak dünya üzerindeki tüm yaşam formları için tehdit oluşturmaktadır. Kutuplarda buzulların erimesi, Avustralya' da olduğu gibi kuraklık nedeniyle çıkan orman yangınları bu tehditin ne kadar ciddi olduğunun kanıtıdır.
2015 yılında Paris'te yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesini bir çok ülke tarafından imzalanmış olmasına rağmen uygulamada gereken hassasiyeti tam anlamıyla göstermemektedirler. Bilim insanları iklim krizi sonucunda beklenen kuraklık, doğal afetler, salgın hastalıklar konusunda ciddi uyarılarda bulunsalar dahi biz insanlar başımıza gelmeden canımızı sıkan olaylara duyarlılık göstermeyi seçmiyoruz. Yaşam tarzımız hayatın gerçekleri ile bir çoğumuzun yüzleşmesini öteliyor. Oysa insanlık için, gelecek nesiller için bu bilinç çok önemli. Tam da "burada bir kelebek kanat çırpsa, Atlantikte fırtınaya neden olur deyişinin kıyısındayız. Bireysel olarak karbon ayak izimizi düşürerek çok uzaklara fırtınalar, afetler yerine sevgimizi gönderebiliriz. Peki karbon ayak izimizi azaltmak için nereden mi başlayabiliriz? Ben gıda üzerine basit, uygulanabilir bir kaç önlemi sizlere hatırlatacağım. Ancak siz bunu satın aldığınız her tür üründe geliştirip uygulayabilirsiniz. Kısacası; Yerel ürünleri tercih edebiliriz. Doğal ve mevsiminde üretilen ürünlere öncelik verebiliriz. Ürünleri hazırlama ve pişirme yöntemlerini gözden geçirebiliriz. Ör, az pişirmek hatta bir çok sebzeyi çiğ olarak yemek hem çok sağlıklı hem de pişirmede kullanılan enerjiyi ortadan kaldıracağı için karbon ayak izimizi düşürmekte etkili olacaktır. Hayvansal ürünler, yumurta dışında karbon ayak izi ciddi yüksek ürünler olduğu için sofralarımızdaki et ve süt ürünlerini azaltabiliriz. Balkonumuzda ya da bahçemizde ekim yaparak az da olsa gıda ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz. Hem sağlığımız hem de çevremiz için işlenmiş, paketlenmiş hazır gıdalardan uzak durabiliriz.
Gelin hep birlikte bu gezegenin kahramanları olalım. Mahallemizde oluşturduğumuz bu bilincin tüm gezegene yayılması için taraf olalım. Beslenme şeklimizi değiştirelim. İthal olmayan, bize gelişi kolay ürünleri talep edelim, seçelim. Ve en önemlisi hem ekonomik hem de çevresel olarak büyük bedeller ödediğimiz hiç bir gıdayı israf etmeyelim. Sağlıcakla kalın. Gaye İlkus / Ziraat Yüksek Mühendisi