Artık eskisinden çok daha fazla zamanımızı evde geçiriyoruz. Evde geçirilen zamanın belli bir kısmı ise televizyon, tablet, akıllı telefon gibi ekran tabanlı teknolojiler karşısında geçiyor. Bu durum ailelerin ekranların çocuk ve gençlerin gelişimi üzerindeki etkileri konusunda her zamankinden daha fazla endişe etmesine sebep oluyor. Peki, ekranların çocuk ve gençlerin gelişimi ve aile-çocuk iletişimi üzerindeki etkileri hakkında neler biliyoruz ?
Küçük Çocukların Ekran Kullanımı
Birçok ülkede ekranların çocuklar tarafından küçük yaşlardan itibaren yoğun şekilde kullanıldığını biliyoruz. Ülkemizde altı yaşından küçük çocuklara sahip anne-babalarla yürüttüğümüz bir çalışma televizyonun taşınabilir teknolojilere göre çocuklar tarafından daha yoğun şekilde tercih edildiğini gösteriyor. Ancak akıllı telefon ve tabletlerin de küçük yaşlardan itibaren çocuklar tarafından kullanıldığını görüyoruz. Öncelikle çocukların televizyon izlemesinin etkileri hakkında neler biliyoruz? Televizyon, taşınabilir teknolojilere göre nispeten daha eski bir teknoloji olduğu için etkilerini inceleyen çalışmalar uzun yıllardır yürütülüyor. Bu çalışmaların sonuçlarına göre televizyonun hem olumlu hem de olumsuz etkilerinden söz etmek mümkün. Örneğin, 18 aydan küçük bebekler izledikleri televizyon programlarından yeni kelimeler öğrenemezken 4-5 yaşındaki çocuklar yeni kelimeler ve bilgiler öğrenmeyi beceriyorlar. Susam Sokağı gibi kaliteli yapımları anaokulu yaşlarında izlemek ilkokula hazırlık açısından fayda bile sağlayabiliyor. Ancak televizyonun aile içindeki iletişimi kötü yönde etkilediğine dair birçok bulgu da var. Evde kimse izlemezken arka planda gürültü olması için televizyonun açık tutulması durumuna arka plan televizyonu adı veriliyor. Arka planda televizyon açıkken açık olmadığı durumlara göre aile bireyleri arasındaki sohbet miktarının azaldığı gözleniyor. Arka plandaki televizyonun aynı zamanda çocukların oyun oynarken dikkatlerini kötü yönde etkilediği de biliniyor.
Küçük çocukların yeni teknolojilerle olan etkileşimleri konusunda televizyona nazaran daha az bilgimiz var. Ancak bildiğimiz kadarıyla tablet ve akıllı telefon gibi yeni nesil taşınabilir teknolojilerin de hem olumlu hem de olumsuz etkilerinden bahsetmek mümkün. Örneğin, taşınabilir aletlerdeki eğitici uygulamalar çocukların harf ve sayı öğrenmelerine ve kodlama bilgilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Aynı zamanda uzaktaki aile bireyleriyle görüntülü iletişim kurma imkanı da çocukların eskisinden daha fazla izole oldukları bu dönemde onların gelişimine fayda sağlayabilir. Ancak çalışmalar çocukların ekran başında geçirdikleri süre ile öz denetim becerileri arasında olumsuz bir ilişki gösteriyor. Öz denetim becerileri, çocukların duygu ve davranışlarını kontrol etme becerilerini ifade ediyor. Son yıllarda yayımlanmış bazı yeni çalışmalar ise taşınabilir teknolojilerin kullanım süresinin dikkat gelişimi ile olumsuz yönde ilişkili olabileceğini gösteriyor. Önümüzdeki yıllarda taşınabilir ekranların, robotların ve sesli asistanların çocuk gelişimi ile ilişkisi hakkında daha fazla çalışma göreceğiz.
Gençlerin Ekran Kullanımı
Anaokulu yaşındaki çocukların aksine gençler ekranları hem eğitimlerinin bir parçası hem de sosyalleşme, iletişim, bilgi edinme ve eğlenme amaçlarıyla kullanıyor. Derslerin uzaktan yapılması sebebiyle uzun saatlerini ekran karşısında geçiren gençler için anne-babalar endişe ettiklerini ifade ediyor. Gerçekten de ekran karşısında uzun saatleri oturarak geçirmek fiziksel sağlık için olumsuz bir durum oluşturuyor. Salgın öncesi yapılan çalışmalar ekran karşısında daha fazla zaman geçiren gençlerin obeziteye ve sağlıksız beslenmeye daha yatkın olduklarını, daha geç uykuya yattıklarını ve daha fazla yorgun hissettiklerini gösteriyor.
Fiziksel sağlık bir yana, fazla ekran kullanımı psikolojik sağlık ile ne şekilde ilişkili? Gençlerin ekran kullanımı konusunda yapılan çalışmalar ekranlarla fazla zaman geçiren gençlerde kaygı ve depresif semptomların daha yüksek olduğunu, özgüvenin ise daha düşük olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda fazla sosyal medya kullanımı olumsuz vücut algısını tetikliyor gibi görünüyor. Peki, gençlerin ekran kullanımı konusunda ne zaman endişe etmeliyiz? Gençlerin yakın arkadaşlarıyla ekranlar vasıtasıyla iletişim halinde kalmaları olumlu. Ancak ekran kullanımı bağımlılık seviyesine geldiyse o zaman endişe etme zamanımız gelmiştir diyebiliriz. Peki, ekran kullanımının bağımlılık seviyesine geldiğini nasıl anlayabiliriz? Bu konudaki bazı çalışmalar bağımlılığı veya başka bir deyişle sorunlu kullanımı ifade eden üç farklı davranış tipine dikkat etmemiz gerektiğine işaret ediyor. Bunlardan ilki saplantılı kullanım: Eğer birey istediği kadar çevrimiçi olmadığında gergin ve huzursuz oluyor, ekran kullanmadığında bile bunu hayal ediyorsa saplantıdan bahsetmek mümkün. İkinci dikkat edilmesi gereken durum ise ekranların aile, arkadaşlar, okul/iş gibi bireyin hayatındaki önemli kavramların önüne geçmesi. Burada bir örnek olarak bilgisayarın başından kalkmadan video oyunları oynayan ve oyun oynamak için hayatındaki diğer önemli işleri ve kişileri ihmal eden bir genç düşünülebilir. Üçüncü olarak dikkat edilmesi gereken bir davranış ise kontrol edememe olarak ifade edilebilir. Kişi, ekran zamanının azaltmak istiyor fakat bunu yapacak güç ve iradeyi kendinde bulamıyor olabilir. Bu üç davranış (yani saplantılı kullanım, ihmal etme ve kontrol edememe) kişinin ekranları sorunlu biçimde kullandığına işaret eder ve çevresindeki kişilerden bu alışkanlıktan kurtulmak için destek alması olumlu sonuçlar doğurabilir. Anne-Babaların Ekran Kullanımı
Biraz da anne-babaların ekran kullanımından bahsedelim. Anne-babalar ekranları bilgi edinme, iletişim kurma, oyalanma, duygusal destek gibi birçok farklı amaçla kullanıyor. Ekranların ebeveynler tarafından stresle başa çıkma yöntemi olarak kullanıldığını da görüyoruz. Örneğin, tüm gün çocuk bakımı ve işler sebebiyle yorulan ebeveynler telefonu alıp bir köşeye çekildiklerinde kendilerine zaman ayırdıklarını hissettiklerini belirtiyorlar. Anne-babaların ekran kullanımlarının çocuklarıyla olan iletişimlerini ve çocuk gelişimini nasıl etkilediği konusunda yürütülmüş birçok araştırma var. Bu araştırmaların bir kısmı anne-babaların çocuklarının yanında telefonları ile ilgilendikleri zamanlarda çocuklarına karşı daha duyarsız davrandıklarını gösteriyor. Örneğin, anne-babalar telefonlarına bakarken çocuklarının sorularını görmezden gelebiliyor veya çocuklarına zamanında cevap vermeyebiliyorlar.
Akıllı telefonlar çocuk-ebeveyn iletişimini de sıklıkla kesintiye uğratabiliyor. Örneğin, çocuk ve ebeveyn karşılıklı konuşurken veya bir oyun ya da etkinlik esnasında ebeveynin telefonuna gelen mesajlar, aramalar ve bildirimler o sohbet veya etkinliğin yarıda kalmasına sebep olabiliyor. Çocukların anne-babaları ile iletişimlerinin çocuk gelişimi için büyük önem taşıdığı düşünüldüğünde, bu iletişimin teknolojik kesintilere uğramasının olumsuz sonuçlara sebep olacağı öneriliyor ve çeşitli çalışmalarla gösteriliyor. Örneğin, anaokulu yaşındaki çocuklar için çocuk-ebeveyn iletişimindeki teknoloji kaynaklı kesintilerin sıklığı çocukların kendilerine ve dışarıya dönük kaygı ve saldırganlık gibi sorunlarını öngörüyor. Gençlere baktığımızda da benzer sonuçlar görüyoruz: Anne-babalarıyla olan iletişimlerinin teknoloji sebebiyle daha çok sekteye uğradığını söyleyen 10-20 yaş arasındaki gençler daha fazla kaygı ve depresif semptomlar hissettiklerini raporluyor.
Nelere Dikkat Edelim?
Ekran kullanımı konusunda yapılan çalışmaların bulgularına dayanarak ebeveynler ve aile büyükleri için şunları önerebiliriz:
* Evde kimse izlemezken televizyonu açık tutmak evdeki iletişimi azaltıyor. Bunun yerine radyoyu açalım ve aile bireyleriyle daha çok sohbet edelim.
* Aile bireyleri arasında sohbet için zaman oluşturalım. Yemek zamanı telefonlara bakmamak, akşam saatlerinde televizyonsuz bir saat aralığı ayarlamak bazı seçenekler olabilir.
* Küçük yaşlardaki çocuklar için ekranları bakıcı olarak kullanmamaya çalışalım. Daha zor veya daha yaramaz olarak nitelendirilen çocuklara daha fazla ekran zamanı verildiğinin bilincinde olalım.
* Küçük çocuklarla ekrandaki içerikleri mümkün oldukça birlikte izleyelim ve üzerine konuşalım.
* Bebekler dünyayı en iyi şekilde sosyal etkileşimlerden öğrenirler. Bebekler için ekran zamanını çok kısa tutalım.
* Gençlerin ekran kullanımları konusunda çeşitli kurallar koymak isteyebiliriz. Bu kurallara kendi başımıza değil onlarla karşılıklı konuşarak karar verelim, kurallara uyma durumunu takip edelim ve tutarlı olalım.
* Anne-babalar ve aile büyükleri olarak kendi ekran kullanımımıza dikkat edelim.
Berna A. Uzundağ
Kadir Has Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde doktor öğretim üyesi olarak görev almaktadır. Çocuk ve Aile Araştırmaları Laboratuvarı'nın yürütücüsü olarak erken çocukluk dönemindeki bilişsel gelişimi ve bu gelişimin sosyal ve çevresel unsurlarla ilişkisini araştırmaktadır.
Berna A. Uzundağ
Dr.Öğr.Üy.
Kadir Has Ünv.
Psikoloji Bölümü
Çocuk ve Aile Araştırmaları Labr.
Comments