Tarihi bir roman tadında okutan yazar: Hıfzı Topuz
Erol Kuntsal
Cumhuriyet’e yaşıt duayen gazeteci Hıfzı Topuz 2023 yılında 100. yaşını kutladı ve 26 Eylül 2023 günü hayata veda etti. Ülkemiz kıymetli bir insanını daha kaybetti. Yaşadığı yılları çok iyi değerlendirdi ve berrak hafızası yardımıyla geriye önemli kitaplar bıraktı. Mekanı cennet olsun.
2023 yılında çekilmiş son fotoğraflarından biri.
1923’de İstanbul’da doğdu. 1942’de Galatasaray Lisesi’nden, 1948’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1957-1959 arasında Strazburg Üniversitesi’nde devletler hukuku ve gazetecilik alanlarında yüksek lisans ve 1960’da gazetecilik doktorası yaptı. 1947-1958 yıllarında Akşam gazetesinde önce istihbarat şefi, sonra yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Kurucuları arasında yer aldığı İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın başkanlığını yaptı. 1959’dan 1983’e kadar Paris’te UNESCO Genel Merkezi’nde “Özgür Haber Dolaşımı Şefi” olarak çalıştı. Uluslararası gazetecilik örgütleri arasında mesleksel işbirliği, basın ahlakı, gazetecilik eğitimi ve gazetecilerin korunması projelerini yönetti. Afrika ülkelerinde, Hindistan’da, Filipinler’de gazetecilik eğitimi seminerleri düzenledi. Afrika’da kırsal basın projesini oluşturdu. 1962’de Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin, o zamanki adıyla Basın-Yayın Yüksek Okulu’nun kuruluşu için UNESCO’nun merkezinde ilk projeleri hazırladı. 1974-1975 arasında TRT’de radyolardan sorumlu genel müdür yardımcılığı yaptı. 1986’da İletişim Araştırmaları Derneği’ni kurdu. Vatan, Milliyet ve Cumhuriyet gazeteleriyle çeşitli dergilerde diziler ve inceleme yazıları yazdı. Anadolu, Galatasaray ve İstanbul üniversitelerinin iletişim fakültelerinde basın, radyo-televizyon tarihi, uluslararası iletişim ve siyasal iletişim dersleri verdi.
Çizgisi, saygınlığı ve üretkenliğiyle çok yönlü Hıfzı Topuz’un yüzüncü yaşında Prof. Emre Kongar ve Zeynep Oral onun için şunları yazmışlardı:
Prof. Emre Kongar: “Topuz’u 1998 yılından itibaren bir ‘roman yazarı’ olarak görüyoruz. İlk romanı, kendi büyük büyükannesini anlattığı Meyyale adlı, biyografiye dayalı ama aslında dönemin toplumsal ve kültürel ortamını aktardığı kitabıdır. Bu kitabın müsveddesini bir kitabevine vermiş olduğunu ve aradan uzunca bir süre geçtiği halde yanıt alamadığını öğrenince, müsveddeyi geri çekmesini söylemiş ve yayıncım, dostum Erol Erduran’a bu haberi verip Hıfzı Topuz’un ilk romanının Remzi Kitabevi’nden yayımlanmasını sağlamıştım. Hıfzı sonradan bu olayı ‘Beni Emre Kongar romancı yaptı’ diye anlatmıştı. Bu kitabın kazandığı büyük başarının ardından Mithat Paşa’yı eksenine oturttuğu ‘Taif’te Ölüm’ ve Damat Ferit çevresinde anlattığı ‘Paris’te Son Osmanlılar’ adlı kitapları da art arda yayımlanınca, verimli, olumlu ve onurlu yaşamında ‘tarihsel roman yazarı’ olarak yeni bir aşamaya daha erişti.”
Zeynep Oral: “Onun ilk keşfettiğim özelliği şuydu: Dinmeyen öğrenme tutkusu. Üniversitede gençler ne konuşuyor? Kimi okuyor? Ne seyrediyor? Hangi müziği dinliyor? Hangi oyunu gördün? Soruları bitmezdi. Ayrıntılara bayılırdı. Hafızası müthişti. Bu özellikleri Hıfzı Topuz’un sonraki yıllardaki çalışmasının ipuçlarıydı. Önce ders notları, derken denemeler, derlemeler ve araştırmalar, sonra 1998’de yayımlanan ilk romanı ‘Meyyale’ ve romanlar birbirini izledi. Tüm kitaplarının adlarını sıralamak bile bu köşeye sığmayacağından, tüm kitaplarının ortak yanlarını vurgulayacağım: Akıcı bir dil, duru bir Türkçe... Çarpıcı birkaç fırça darbesiyle koskoca bir manzara resmi ortaya çıkarmak... Birikimleri çoğaltarak, demlendirerek, çağrışımlara açarak, farklı söylemlere ulaşmak... Kısa, özlü anekdotlarla kıssadan hisse vermek... Tarih bilgisi, geniş kültürle, öykülemeyi buluşturmak... Bilgiyi, bilgiçlik taslamadan paylaşmak... Anlatmaktan sonsuz bir tat almak ve bu tadı okura da geçirmek... Hıfzı Topuz’un anlattığı insan Neyzen Tevfik ya da Nâzım Hikmet olsun; anlattığı olay Kurtuluş Savaşı ya da Lumumba’nın direnişi olsun; anlattığı dönem Osmanlı’nın son günleri, Paris ya da Afrika mevsimleri olsun, hep tutkulu, heyecanlı anlatımın peşinde! Bu açıdan da bakıldığında yaşı kaç olursa olsun, o her daim genç kalıyor ve genç kalacak.”
28 Nisan 2017 günü Akmerkez Remzi Kitabevi’ndeki imza gününden bir anı. Konuşmamızda romanlarını onunla aynı yaşlarda olan annemin de okuduğunu söylemiştim. Çok memnun olmuş, kitabını imzalarken anneme de ayrıca teşekkürlerini belirtmişti.
Kitapları
İnceleme-Araştırma: L’information Internationale dans la Presse Turque, Basın Sözlüğü, Kara Afrika, Caricature et Société, Uluslararası İletişim, İletişimde Karikatür ve Toplum, Lumumba, Kara Afrika’da İletişim, Journalist: Status, Rights and Responsibilities, Basında Tekelleşmeler, Yarının Radyo-TV Düzeni, Siyasal Reklamcılık, Dünya Karikatür Tarihi, Dünyada ve Türkiye’de Kültür Politikaları, Türk Basın Tarihi, Kara Afrika Sanatı.
Anı: Eski Dostlar, Elveda Afrika-Hoşça Kal Paris, Fikret Mualla, Paris 68-Bir Devrim Denemesi, Nişantaşı Anıları, Bana Atatürk’ü Anlattılar, Gülümseyen Anılar, Gizli Aşklar, Atatürk Sesleniyor, Bir Zamanlar Nişantaşı’nda, Paris Sürgünü (Avni Arbaş, Zerrin ve Derya’nın öyküsü), Melih Cevdet Anday, Büyülü Afrika.
Söyleşi: Ardından Yıllar Geçti.
Roman: Meyyale, Taif’te Ölüm, Paris’te Son Osmanlılar, Hatice Sultan, Gazi ve Fikriye, Çamlıca’nın Üç Gülü, Devrim Yılları, Tavcan, Başın Öne Eğilmesin (Sabahattin Ali’nin Romanı), Özgürlüğe Kurşun, Kara Çığlık (Lumumba’nın Romanı), Hava Kurşun Gibi Ağır (Nazım Hikmet’in Romanı), Elbet Sabah Olacaktır (Tevfik Fikret’in Romanı), Vatanı Sattık Bir Pula (Namık Kemal’in Romanı), Çılgın ve Özgür (Neyzen Tevfik’in Romanı), Paris’te Bir Türk Ressam (Fikret Mualla’nın Romanı), Şanlı Kanlı Yıllar, Abdülmecit, Nevbahar.
Comments