Kompost yapımının gıda ihtiyacı artıp, erken tarım yöntemlerine geçişi ile ortaya çıktığına inanılıyor. Antik yerleşimlere ve yerel kabilelere baktığımızda neredeyse hiç bir medeniyet çöp kelimesini kullanmıyordu. Hem tükettikleri her gıdayı ihtiyaçları kadar üretiyor; hem de fazla gıda artıklarını toprağa çeviriyorlardı. 2021 Birleşmiş Milletler Gıda İsrafı Endeksi Raporu'na göre Türkiye'de her yıl kişi başına 93 kilogram yiyecek çöpe atılıyor.(FAO) ve Türkiye’de yaşayan bir kişinin günlük ortalama atık miktarı yaklaşık 1.5 kg… Günümüz yaşantısında ne yazık ki çöpleri görmezden geliyoruz ve çok fazla atık üretiyor, ihtiyacımızdan fazlasını tüketiyoruz. Doğada atık diye birşey yoktur. Bir canlının atığı başka bir canlının besinidir. Doğadaki döngüyü tanımlamak gerekirse, bitkiler topraktaki mineral ve vitaminleri alarak gelişirler; bunları otoburlar yerler, otoburları etoburlar avlar ve onların vücudu topraktaki ayrıştırcılar sayesinde bitkilere besin kaynağı oluştururlar. İnsan kaynaklı atıkların bu döngüye girememesi ciddi çevresel sorunlar oluşturmaktadır. Bu döngüye girebilmenin ilk adımı atıklarımızı kompostlaştırmamız ve ihtiyacımız kadar tüketmemizle başlıyor.
Ekoloji ifadesinin dilimizdeki karşılığı doğa bilimidir. Ekoloji canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle kurduğu ilişkileri inceleyen bir bilim dalıdır. Bu sebeple yaşadığımız çevreye ekolojik olarak fayda sağlamak amacıyla, Konaklar Mahallesi Muhtarımız Sn. Aslı Akyüz ile birlikte Salı pazarından çıkan gıda atıklarını küçük ölçekte örnek teşkil etmesi sebebiyle kompostlaştırıp verimli bir toprak elde ettik. Semtimizde her hafta Salı günü kurulan pazardan iki çöp kamyonu dolusu pazar atığı çıkıyor ve bunu yıllara vurduğumuzda israf edilen gıda miktarını hayal etmek çok zor. Sadece pazar atığı değil yaşadığımız apartman daireleri ve sitelerimizden çıkan çöpler farkına varmasak da uzun vadede bize olumsuz yönde geri dönüyor. Kompost sadece döngüsel tarımın ve döngüsel ekonominin uygulanabilmesi ve kendi gıdamızı olabildiğince organik üretebilmemizi sağlayan bir araçtır.
Kompostlama, organik maddelerin aerobik (oksijenle) veya anaerobik (oksijensiz) koşullarda mikroorganizmalar aracılığıyla ayrıştırılmış hale getirildiği bir işlemdir ve yaşayan her şey kompost olabilir. Yemek artıkları ve bahçe atıkları, şu anda yarattığımız çöpün yüzde 30'undan fazlasını oluşturuyor; oysa ki biz bunları kompostlaştırılabiliriz. Kompost yapmak bir nevi doğadaki döngüyü taklit etmektir. Organik atıklar; bitki ve bahçe atıkları, mutfak atıkları, kağıt ve karton gibi malzemeler hepimizin yaşadığı ortamda tekrardan toprağa çevirebileceğimiz verimli malzemelerdir. Metal, cam ve plastik gibi inorganik malzemeler ise mantarlar, solucanlar ve mikroorganizmalar tarafından çürütülemediğinden kompost yapmak için uygun değildir. Eğer ürettiğimiz atıklarımızı geri dönüşüme çevirip gıda artıklarımızı kompostlaştırabilirsek büyük ölçekte iklim değişikliğine, çevre kirliliğine, biyoçeşitliliğin korunmasına, toprağın iyileşmesine ve organik tarım yöntemlerinin uygulanmasına olumlu yönde yardım etmiş olacağız.
Kompost yapımı, kendi içinde farklı metotlara ve ölçeklere ayrılır. Aynı prensiplere dayansa da, evlerimizde, mahallemizde ve belediye ölçeğinde yapılan kompost teknikleri birbirlerinden farklıdır. Elinizdeki organik madde miktarı ve çeşidi, bahçenizin ve balkonunuzun genişliği, bu faaliyet için ayırabileceğiniz zaman, maddi kaynaklarınız ve çevrenizde yaşayan diğer insanlarla olan ilişkinizi göz önüne alıp size uyan kompost tekniğinizi seçebilirsiniz. Temelde dört yöntem bulunsa da birçok alt kategori de bulunmaktadır. Bunlar; sıcak kompost, soğuk kompost, solucan kompostu/vermikompost ve bokaşi kompostudur.
Kompost yığınınız yeşillere ve kahverengilere eşit miktarda sahip olmalıdır buna karbon/azot dengesi deniyor, fakat bu dengeye ulaşmak deneme ve yanılma sayesinde öğreniliyor. Ayrıca kompost yığınınızda farklı büyüklükteki parçacıklardan oluşan organik malzeme katmanlarıda olmalıdır. Eğer kompost atığınız yeterli miktarda büyük değilse komşularınızla beraber yeterli organik malzemeyi toplayabilirsiniz. Kahverengi malzemeler kompostunuz için karbon sağlar, yeşil malzemeler azot sağlar ve su, organik maddenin parçalanmasına yardımcı olmak için nem sağlar. Eğer bahçesiz bir evde yaşıyorsanız balkonunuzda veya mutfağınızda bokaşi ve solucan kompostu yapabilirsiniz.
Örneğin; ben de kendi evimde bokaşi kompostu yapıyorum ve ailemi mutfağımızda çöp biriktirme konusunda çok zor ikna ettim. Bana göre çöp diye tabir ettiğimiz atıklar potansiyel toprağa dönüşebilecek organik maddelerdi. Koku konusunda ise genelde bilinç altımız gereği bir ön yargı oluşuyor fakat doğru oranda karbon ve azot miktarı sağlanırsa yararlı ve zararlı bakterilerin oranları eşitleneceğinden hiçbir şekilde kötü bir koku ortaya çıkmayacaktır ve zaman içerisinde atıklarınızın toprağa dönüştüğünü görmek size hem inanılmaz bir mutluluk verecek hem de doğadaki döngüye yardım etmiş olacaksınız. Aynı şekilde solucan arkadaşlarımızın yardımıyla da evimizde solucan kompostu yapabilir, apartmanınızın veya sitenizin bahçesinde ise sizi daha az uğraştıracak soğuk kompost yöntemine başvurabilirsiniz. Eğer en hızlı şekilde kompost elde etmek istiyorsanız sıcak kompost yöntemine başvurabilirsiniz. Ya da bir bahçeniz varsa ve bu yöntemi doğru uygularsanız 25-30 günde kompostunuz hazır olacaktır. Genel olarak sebze ve meyveler, yumurta atıkları, kahve telvesi ve filtreler, çay poşetleri, fındık kabukları, rendelenmiş gazete, karton, kağıt, çim küpürleri, ev bitkileri, saman, talaş, yaprak, odun talaşı, pamuklu ve yünlü bezler, şömine külü gibi birçok organik atık kompost için uygundur. Daha detaylı kompost yapımı için Buğday Derneği’nin hazırladığı ‘’Sağlıklı Toprak ve Sağlıklı Bitkiler için Kompost Rehberi’’ ne göz atabilir ve size en uygun kompost tekniğini yaşadığınız çevrede deneyebilirsiniz.
Sıcak Kompost
-Hızlı oluşur.
-Yeni bir bahçe hazırlanırken ihtiyaç duyulan verimi hızlıca sağlar.
-Yabancı ot tohumlarını ve patojenleri yok eder.
-Fazla emek gerektirir.
-Karbon ve azot miktarını iyi ayarlamak gerekir.
-Tek seferde hazırlanıp yeterli organik madde hazır bulunmalı.
Soğuk Kompost
-Az bakım ve emek gerektirir.
-Bitki hastalıklarına karşı faydalı mikro canlıları yok etmez.
Yığına sürekli organik madde eklenebilir.
-Yağmur ve güneş gibi doğal olaylara uzun süre açık kaldığı için verimi düşebilir.
-Tamamlanması 6 ay ile 2 yıl arasında sürer.
-Patojenleri ve ot tohumlarını yok etmez.
Tüm organik madde tamamen parçalanmadığından elemek gerekir.
Solucan Kompostu/Vermikompost
-Küçük ölçekli yapılabilir.
-Organik madde zengini bir kompost üretir.
-Solucanlar devamlı beslenir ve sürekli kompost üretilir.
-Ev ölçeğinde uygulanabilir.
-Çok atık çıkıyorsa tamamını ayrıştırabilecek solucan nüfusu gerekir.
-Narin canlılar olduğundan her türlü organik atığı dönüştüremezler.
-Sese, ışığa ve titreşime hassas canlılar olduklarından bulundukları yere özen gösterilmelidir.
Bokaşi Kompostu
-Mutfağınızda ve balkonunuzda kolayca uygulayabilirsiniz.
-Her türlü gıda atığını kullanabilirsiniz.
-Koku ve sinek yapmaz. Metan gazı çıkartmaz.
-Kovanız dolduğunda yığınınızı gömebileceğiniz saksı veya toprak olması gerekir.
Salı pazarından sıcak kompost yöntemiyle toprak elde ettiğimiz deneysel süreç;
-Pazar sonrası ortaya çıkan gıda artıklarını eldiven ile çuvallarda koyduk.
-Sonbahar olduğundan kuru dal ve yaprak parçalarını karbon sağlaması için cuvallara topladık.
-Pazardaki çalışanlar ve çöpçülerle konuşup gözlemlerini aldık.
-Kuru yaprak ve dal parçaları, ve gıda atıklarının katmanlar halinde hazırladık.
-4 katman haline üstüste sebze-meyve artıkları ve kuru dal ve yaprak parçalarını koyup her katmanı suladık.
-Üzerini branda ile örtüp ilk 4 hiç dokunmadık ve sonrasında her 2-3 günde bir kompost yığınımızın brandasını açıp yığınımızı çevirdik. Çevirme işleminde yığını ters düze yaparak tekrardan oluşturduk.
-Zaman geçtikçe ayrışmaya başlayan gıda artıkları toprağa dönüşmeye başladılar. Bazı büyük parça halinde kalan mısır koçanlarının çözülmesi daha uzun sürdü. Yığını oluşturmadan elimizdeki organik maddeleri olabildiğince küçük parçalar haline getirmemiz gerektiğini öğrendik.
2 ay sonunda gıda artıklarından eser yok. Elde edilen toprak organik madde açısından çok zengin. Neredeyse tamamı ayrıştı ve içerisinde böceklerin ve toprağın azıcık altına solucanlar gelmeye başladı. Elde edilen toprak ister sebze yataklarında ister ağaç diplerinde kullanılabilir.
Yaşadığımız çevrede agroekolojik olarak temel adımlar atabilirsek büyük oranda ekolojik, sosyal ve ekonomik olarak rahatladığımızı görebiliriz. Agroekoloji ‘sürdürülebilir tarım bilimi’ anlamına gelip çevreyle zarar vermeyen tarım metodlarının kullanılması olarak tanımlanabilir. Agroekoloji ilk defa 1930’lu yıllarda kullanılmasına rağmen çiftçilerin binlerce yıldır uyguladığı metodları kapsamaktadır ve hızlı nüfus artışı, organik gıdaya erişim, yerel tohumların kullanılmaması, toprağın bozulması, kontrolsüz ilaç kullanımı gibi çevresel sorunları ortadan kaldırabilecek, yerine daha bütünsel bir gıda sistemi ekolojisi getirilebilecek potansiyele sahiptir. Ne yazık ki bu terim, son 50 yılda ülkelerin tarım politikalarından ve mevcut evrensel eğitim sisteminden uzaklaşıp yerine daha kâr amaçlı ve tüketime dayalı modern tarım teknikleri gelmiştir.
Günümüzde peyzaj ve ekoloji iç içedir fakat peyzaj anlayışı genelde park, bahçe, süs bitkisi veya açık alanlar olarak algılanmakta ve Türkiye’de yeşil alanların sahip olduğu ekolojik değerin ne yazık ki farkına varılamamaktadır. Gelişmiş ülkelerin neredeyse çoğu yavaş yavaş şehir tarımına geçiyor; bu sayede şehirliler kendi gıdasına en kısa sürede erişim sağlıyor ve kendi gıdalarını üretebiliyorlar. Tarım alanlarının açılması için her yıl gezegenimizde milyonlarca ağaç kesilmekte ve monokültür tarımı uygulanmakta, bu teknik daha çok tarım ilacı, kimyasal gübre ve GDO’lu tohuma ihtiyaç duyuyor. Fakat yeni tarım sahaları açmak yerine elimizde bulunan çevresel imkanları en iyi şekilde kullanıp, gıda ormanı, permakültür veya agroekolojik tarım sistemlerini uygulayabilirsek aynı anda birçok gıdaya erişebilir, toprağı onarabilir, atalık tohumları koruyabilir ve yediğimiz gıdanın içinde ne olduğuna bizler karar verebiliriz; çünkü ne yersek oyuz. Örneğin pestisitler ilk olarak savaşta cephelere ulaşan gıdanın yetişememesi ve gıdaların hızlı olgunlaşmalarını sağlayan kimyasallardır. Savaş bittikten sonra ülkelerin ellerinde bulunan bu kimyasalları yerel halklara tarım üzerinden daha çok kâr marjı sağlanması amacıyla verilmiştir. Aynı şekilde İkinci Dünya Savaşı bittiğinde Berlin’de ertesi gün yapılan ilk iş ellerinde kalan topraklara buğday tohumu ekmek oldu ve mevcut enflasyon sayesinde insanların ellerinde bulunan elmaslarla bile ekmek alınamıyordu. Bizlerde günümüz ekonomisinde en azından gıdamızın bir miktarını doğayla uyumlu şekilde kendimiz üretebilirsek ürettiğimizin fazlasını da komposta çevirip toprağımızı verimli şekilde beslersek en başta bahsettiğim Doğa’nın döngüsünde bizde kendi yerimizi almış oluruz.
Yukarıda bahsettiğim konuların daha derinine inmek isterseniz karşınıza daha bir sürü kapı açılacaktır. Bu sayede yaşadığımız Dünya’yı daha yaşanabilir ve sağlıklı bir yere dönüştürmek için hepimiz üzerimize düşen görevi yapmış olacağız.
Atölye:
Bu dönüğünün devam edebilmesi için Mart ayının ilk haftasında Konaklar mahallesi’ndeki Salı pazarı atıklarını sıcak ve soğuk kompost yöntemi ile birlikte toprağa nasıl karıştığına şahit olabiliriz ve bokaşi kompostu kutusu nasıl yapılır birlikte öğrenebiliriz. Aynı şekilde birlikte katılımcı ve farklı paydaşlar sayesinde ev, apartman, site ve mahalle ölçeklerinde farklı kompost alanları ve ortaya çıkan toprağı nasıl kullanabileceğimizi tartışabiliriz. Referans bölümündeki anketi doldurarak Konaklar Mahallesi’ndeki kompost bilincini arttırmak ve gerekli atölyelerin düzenlenmesinde sizde yardımcı olabilirsiniz.
Sevgiler,
Oğuz Kemal Başar
Mimar / Peyzaj mimarı / Permakültür tasarımcısı
Oğuz Kemal Başar 1992’de İstanbul, Kadıköy’de Dünya’ya geldi. Liseye kadar İstanbul’da okuduktan sonra İtalya’nın Milano şehrinde Mimarlık lisansı üzerine Peyzaj mimarlığı ve kültürel peyzaj üzerine yüksek lisans eğitimini tamamladı. Çeşitli ekolojik projelerde yer aldıktan ve tarım arazilerinde çalıştıktan sonra şehirde tarım ve permakültür arazileri üzerine odaklandı. Şuanda Bolzano Hür Üniversite’sinde ‘Dağlık alanların korunması ve ekoloji’ üzerine doktora eğitimine devam ediyor. Ekolojik mimari ve permakültür arazileri tasarlayıp bu metodların doğru olarak uygulandığı taktirde toprağımızın ve bizlerin iyileşiceğine inanıyor.
Konaklar mahallesi kompost anketi:
Linkler:
Referanslar:
Tayfun Özkaya, Mesut Yüce Yıldız, Fatih Özden, Umut Kocagöz, Agroekoloji, Başka bir tarım mümkün, Metis yayınları,2021
Ceren Özcan Tatar, Atıksız yaşam, Değerlerini yaşamanın yolu, Yeni İnsan Yayınevi, 2021
Yuval Noah Harari, Sapiens, A brief history of humankind, Penguin yayınevi, 2011
Toby Hemenway, Çeviri:Almıla Çiftçi, Permakültür şehirde, Yeni İnsan Yayınevi, 2018
Comments