Per Petterson ve Sıralı Üç Romanı Üzerine Değerlendirme
Per Petterson Oslo’da dünyaya gelmiş ve Norveç’te hatta Kuzey ülkelerinde ses getirmiş bir yazar. Ülkemize kitapları Metis yayınevi ile kazandırılmış. Yazarın kitapları ile bu sene tanışma fırsatı buldum ve aslında bu gecikmiş tanışma için pişman olduğum söylenemez. Zira bir üçleme olarak yazdığı romanların sonuncusu 2020 yılında Türkçe’ye tercüme edilip yayımlandığından bu üçlemeyi ve ana karakterin hikayesini bir solukta okuma fırsatı buldum.
Sırası ile; Lanet Olsun Zaman Nehrine, Benim Durumumdaki Erkekler ve Ardından isimli romanları ile yazar Arvid Jansen isimli karakterinin yaşamındaki dönüm noktalarını tüm gerçekliği ile ortaya koyuyor.
Lanet Olsun Zaman Nehrine isimli ilk kitap; Arvid’in, annesinin mide kanseri olduğunu öğrenmesi, buna ilişkin tavrı ve esasında annesi ile ilişkisini geçmişe dönerek anlatması üzerine kurulu. Anne dünya ile bağımızı kuran ilk insan ve dünyaya gözlerimizi açtığımız zaman da güvendiğimiz, sevgi beklediğimiz ilk insan. Belki de bu yüzden insanın annesi tarafından sevilmesi ve annesini sevmesi çok önemli, anne ile olan ilişkimiz hayatımızın her yerinde ve daim. İşte Arvid’in annesi ile olan ilişkisi biraz farklı annesini sevmiyor ya da annesi tarafından sevilmiyor diyemem ama aralarında esen soğuk rüzgar romanın tamamında hissediliyor. Daha doğrusu Petterson, Arvid’in annesi ile arasındaki mesafeyi ve onun bu mesafeyi aşmak için ortaya koyduğu çabayı ve çabasının karşılıksız kalmasının verdiği duygusal yorgunluğu işliyor. O kadar ki romanı okurken sarılın konuşun ağlayın bağırın ama bu sessiz kavgaya son verin demek istiyor insan. Sayfaları yavaş yavaş çevirirken hem kuzey rüzgarlarının soğuğunu hissediyor hem de bu ilişkinin içinde üşüyorsunuz. Kitap sona erdiğinde, sevmenin iki taraflı olduğunu, mesafelerin ancak karşılıklı adım atılarak kapatılabileceğini ve ne kadar çabalasak da duyguların tek başına yaşanamadığını gözler önüne seriyor yazar.
Bu kitapta Arvid Jansen aslında yer yer geçmişe de dönerek annesiyle ilişkisini anlatmış ise de, olay örgüsü içerisinde babası ve kardeşleriyle, boşanmak üzere olduğu eşi ile ilişkisini de izliyoruz. İkinci kitapta Arvid, yaşları birbirine yakın üç kız çocuğu olan bir baba ve eşi ile boşanma kararı aldıkları için yalnız yaşayan bir adam. Kitabın ismi Benim Durumumdaki Erkekler. Yazar bu kitapta, boşanma ile dünyaları ayrılan iki insanı ve bu iki dünya arasında kalan çocukları anlatmış. İçinde bulunduğu durumu o kadar samimi bir şekilde anlatmış ki sanıyorum boşanmak üzere olan tüm erkekler bu şekilde hisseder ve yaşar diye düşünüyorsunuz. Arvid bir yandan evde, akşam barlarda daha doğrusu geçmiş ve bugünde sürekli olarak boşanma ve yalnız yaşamayı anlamaya çalışırken bir yandan çocukları ile belirlenen süre zarfında görüşmekte.
Karakterin hikayesi, Ardından isimli roman ile devam ediyor. Burada Arvid’in ailesinin başına gelen feci kazadan sonra yaşadığı büyük kayıp ve bunun duygusal yaşamı üzerindeki yankılarını okuyoruz. Arvid’in bu kazadan sonra hayatında sadece abisi David kalmıştır ve David’in hayatı değişmiş, düzeni bozulmuştur. Ardından, abi kardeş ilişkisini inceleyen ve hayat onları başka yerlere savurduktan sonra bir araya gelişlerindeki neşe kıvılcımlarını gösteren bir roman. Bu kitapta, Arvid’in bir komşusu üzerinden, bir ülkede göçmen olmayı ve farklı kültürlerle tanışmayı ve aynı dili konuşmasak da duygularımızı anlayabileceğimizi gösteren kısa bir anlatım var ki benim oldukça hoşuma gitti. Bu şekilde, Arvid farklı insanlarla iletişime girmiş ve yazar okuyucuyu Arvid’in kendi hikayesinden biraz olsun uzaklaştırmış. Bu anlatımda olduğu gibi, romanların birbirleri arasındaki geçiş ve yazarın diğer kitaplarına yaptığı atıfların incelikle dokunması ve söylediklerinin daha derininde hissettirdikleri yazarın yeteneğinin görünümleri.
Per Petterson; insanın içinde bulunduğu ruh halini apaçık bir şekilde ortaya serebilen ve samimi anlatımı ile o insanı ve yaşadıklarını anlamanızı sağlayan belki de hepimizin hissettiklerini başka nedenlerin arkasına saklanmadan ve korkmadan söyleyebilen cesur bir yazar. İşte tam da bu nedenle onunla tanışmanızı ve uzak diyarlardaki bu içten anlatımı görmenizi isterim.
Merve Alanya
Comments